İnternet çağıyla birlikte büyük bir dönüşüm yaşayan dünya, zamandan ve mekândan soyutlanmaya yarayan haberleşme alt yapısını oluştururken farklı türden ihtiyaçları da beraberinde doğurmuştur. Kişilerarası iletişimin bu farklı türünde bireyler kendilerini temsil edecek kimliklere ihtiyaç duymuşlardır. Bu ihtiyaç kendi içerisinde birtakım handikapları ya da iyi yönleri olarak ayrım yapılamayacak türden yenilikleri de barındırmaktaydı: sanal kimlikler aracılığıyla gerçeğin ötesine geçebilme gücü. Kimlik yaratım sürecinde ihtiyaç duyulan alıcı ya da verici kimlikler sosyal medya ile birlikte tam olarak toplum hayatına yerleşmiş, bireyler gerçek kimlikleriyle sanal alemde yaşayabilecekleri baskıları en aza indirebilmek adına "anonim" denilen gerçek ötesi kimliklerle haberleşme özgürlüğünü keşfetmişlerdir. Bu keşfin kendisi, yeri geldiğinde aşklarını çekinmeden itiraf edebildikleri, yeri geldiğinde istemedikleri insanlardan uzaklaşabildikleri, yeri geldiğindeyse politik konularda sansüre uğramadan fikir beyan edebildikleri bir mecranın kapılarını aralamıştır. Birey, tercihine göre gerçek kişisel bilgilerden bağımsız yaratılabilen sanal kimlikler aracılığıyla, sosyal mecralarda gerçekleşmesi muhtemel ve gerçek kimliklerini etkileyebilecek türden sorumluluklarından uzak durabilmektedir. Öte yandan sanal kimlik yaratımı haberleşmelerinin yanı sıra gruplar halinde daha az tedirgin olarak bilgi paylaşımlarında bulundukları platformların oluşmasına da imkân tanımaktadır. Aynı hoşlanışlara sahip ya da aynı ilgi alanlarının takipçisi bireyler, sanal kimlikler aracılığıyla bir araya gelmeye ve özgürce düşüncelerini paylaşma fırsatı yakalamaktadır. Başta sorun yokmuş gibi görünen bu oluşumlar ilgi alanlarına göre sınıflandırıldıklarında eyleme geçilebilir toplulukların oluşmalarına, dolayısıyla muhalif kanatların örgütlenebildikleri topluluklara evrilebilmektedir. Bu bağlam neticesinde dijital uzamda muhalif bir kimlikle var olabilme becerisine sahip anonim kaynaklı bilgilerle oluşturulabilen trol hesaplar, kimliğin gizliliği esasında büyük paya sahiptir. Özellikle 2013 yılında Türkiye'nin İstanbul iline bağlı Taksim'de başlayarak ülke geneline yayılan Gezi Parkı protestoları, internet trollerinin sosyal medyayı etkin kullanımları açısından dikkat çekicidir. Gezi Parkı protestoları başlangıcını sosyal medyanın özgür gruplarına borçlu olmasa da örgütlenme ve canlı haber akış kaynakları açısından sosyal medyayla ilintili görünmektedir. Bu tez araştırmasında Gezi Parkı protestoları sırasında etkili biçimde kullanılan bir sosyal paylaşım ağı olan Twitter üzerinden sürdürülen trol eylemler, özgürlük teması etrafında düşünülerek ele alınmış; sosyal medyanın yeni toplumsal hareketlerde etkin kullanımının artı ve eksi yönleri internet kuşağının yeni iletişim biçimlerinden biri olan internet trolleri bağlamında tartışmaya açılmıştır. Araştırmanın yöntem kısmında yapılan söylem analiziyle haber akışı anlamında kusursuz bir organizasyon gibi görünen sosyal ağların, oluşturulan sanal kimliklerin dolaşıma soktuğu bilgi ve enformasyonun güvenilirliği sorunu nedeniyle tartışılmaya açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.